Çocuğun Dünyasında Oyun ve Önemi

Oyun; çocuğun hayal dünyasının dışa vurumu, günlük hayatta maruz kaldığı stresin, haksızlıkların, psikolojik veya fiziksel şiddetin ağırlığını üzerinden attığı bir terapi biçimidir. Yetişkinlerin aksine oyun, çocuk için bir süreliğine eğlence amaçlı kullanılan bir araç değil, adeta bir yaşam biçimidir. Bu süreç çocuğun anne karnında kordonu ile oynamasıyla başlar, okul öncesi dönemde artış gösterir ve bütün çocukluk dönemine yayılır. 
Oyun; çocuğu sosyal hayata hazırlar, duygularını ifade etme imkânı verir, hayal/kurgu gücünü geliştirir. Aynı zamanda bir işe başlayıp bitirmeyi, kurallara uymayı, paylaşmayı, kazanıp kaybetmeyi çocuk oyun ile deneyimler. Ebeveynler için oyun ayni zamanda bir eğitim aracıdır. Çocuğa kazandırılmaya çalışılan davranışlar oyun vasıtasıyla kazandırılabilir. Oyun çocukta fiziksel aktiviteyi arttırır, ince ve kalın motor gelişimini destekler. Yine oyun sırasında tekrarlamanın gerçekleşmesiyle, deneme yanılma yolu ile kalıcı bilgiye ulaşılır. Nitekim kalıcı bilginin sağlanmasında tekrar çok önemlidir. Hâsılı oyunun çocuğun biyolojisine ve psikolojisine sağladığı fayda oldukça fazladır. Ebeveynler olarak bize düşen bu konuya gerekli önemi gösterip bilinçlenmek ve oyun çağındaki çocuklarımıza nasıl bir yaklaşımda bulunacağımızı, onlarla nasıl oyun oynayacağımızı bilmektir.
Ebeveynlerin özellikle okul öncesi dönemde çocuklarının oyunları için zemin hazırlaması, çocuğun istediği bir zamanda yine onun istediği biçimde oyunlar oynayarak kaliteli bir zaman geçirmesi çocuğun gelişimine katkı sağlayacak, ebeveynine olan güven ve bağlılığını arttıracaktır. Kaliteli zaman geçirmek demek hem çocuğun hem ebeveynin zevk aldığı, kendilerini tamamen oyuna odakladıkları zaman dilimleridir. Bu süre on beş dakikada, bir saatte sürebilir. Burada önemli olan, bu aktivitenin her gün tekrar edilmesi ve çocuğun anne babasıyla birliktelik ihtiyacının karşılanmasıdır. Eğer çocuk ebeveyni ile oynadığı oyundan sonra kendisi bir oyun kurup tek başına veya kardeşleri ile oynamayı tercih ediyorsa, geçirdiği o süre ona yetmiş bu anlamda doymuş demektir.  Ebeveynin; çocuk oyun oynarken oyununu bölmemesi, oyununa, dolayısıyla hayal gücüne saygı duyması, beraber oyun oynarken çocuğun ona biçtiği rolü kabul edip tamamıyla kendini oyuna vermesi gerekir. Bazen çocuklar oyun oynarken yalnızca tanıklık edilmesini ister, işte o takdirde ebeveynin çocuğu yalnızca izleyerek oyun sonunda oyunla ilgili sorular sorarak geri bildirimde bulunması gerekir.
Yaş ve gelişim özelliklerine göre oyunlar nelerdir?
Serbest Oyun; Çocuğun gelişimine katkı sağlayan en faydalı oyun, çocuğun hayal gücüyle kurguladığı serbest oyundur. Bu oyun çeşiti her yaş grubu için geçerlidir. Bu oyunda çocuk, oyunu ve gidişatı kendisi belirler. İşte serbest oyunla günlük yaşamda karşılaştığı hadiseleri tolere etmeye çalışır. Bu anlamda serbest oyun, çocuğun gelişimine katkı sağlayan en önemli oyun çeşididir. Örneğin; bebek beklenilen yahut yeni doğan bebeğin bulunduğu evlerde çocuk bebek olmak isteyebilir, bu şekilde oyunlar oluşturabilir. Kardeş kıskançlığı olan bir çocuk bu kıskançlığı kardeşine zarar verdiği oyunlar kurgulayarak atmaya çalışacaktır. Veya dışarıda akran zorbalığına maruz kalan bir çocuk, evde herhangi bir oyuncağını o kişinin yerine koyup oluşan stresini oyunda o oyuncağa zarar vererek atmaya çalışacaktır. Yalnızca karşılaştığı olumsuzlukları değil, olumlu, kendisini etkileyen hadiseleri de oyuna aktarabilir. Örneğin; gittiği bir geziyi, arkadaşının ona olan güzel davranışını, öğretmeniyle kurduğu güzel iletişimi oyuna aktarır ve tekrarlayarak kalıcı hale getirir.
Bunun dışında araştırmalara göre özellikle bir yaşına kadar bir bebeğin neredeyse tek oyuncağı ve oyun arkadaşı annesidir. Annesinin onunla kurduğu iletişimi, el yüz hareketleri, söylediği ninniler bebeğin güvenle annesine bağlanmasına ve ileride kuracağı ilk cümlelerin kelimelerini öğrenmesine vesile olacak, zihinsel gelişimine katkı sağlayacaktır.  Bunun dışında 3 yaş sonrası taklit oyunları,  4-5 yaş grubunda hayali oyunlar,  5-6 yaş hayali oyunlarla birlikte kurallı oyunlara ilgi duyulduğu saptanmıştır.
 Taklit oyunlarında çocuk, sosyal çevresinde gördüğü meslek gruplarını yahut kişileri taklit ederek kendine oyunlar oluşturur. Hayali oyunlarda ise çocuk, çoğu zaman hiçbir materyale ihtiyaç duymaksızın tamamen hayal gücünü kullanarak oyunlar oluşturur. Hayali içilen çaylar, kahveler kullanılan uçaklar ve otobüsler bunlardan bazılarıdır. Kurallı oyunlar da belli kurallar içeren kutu oyunları, dama, isim-şehir, yap-boz gibi oyunlardır. 6 yaş sonrası okul çağındaki çocuklar genellikle yaşıtlarıyla oynamayı tercih eder fakat bu ebeveynin onunla oyun oynayarak vakit geçemeyeceği anlamına gelmez. Ebeveynlerin çocuklarıyla her yaşta kaliteli zaman geçirmesi, ilgi ve gözlemleri çocuklar için çok değerlidir.
 Burada şunu da belirtelim ki oyun denilince akla ilk gelen dijital oyunlar çocuğun gelişimine katkı sağlamak şöyle dursun gelişimini olumsuz yönde etkiler.  Dolayısıyla burada kastımız kesinlikle dijital oyunlar değildir. Çocukların mümkün olduğunca ekranlardan ve bu tür oyunlardan uzak tutulması gerekir. Bu konuda daha geniş bilgi için 7. sayımızda yer alan “Dijital bağımlılığın çocuklar üzerindeki etkileri” başlıklı yazıya bakılabilir.
Beton binaların bu denli çoğalmadığı,  adı sosyal medya olup insanı her geçen gün yalnızlaştıran platformların bulunmadığı, anne babamızın gönül rahatlığıyla bizi sokaklara gönderecek kadar insanlığın henüz azgınlaşmadığı çocukluk dönemimize bir bakalım. Hepimizin aklında kalan oyun hatıralarımız vardır ve bunun zihinde kalıcılığı o oyunu oynarken ki yaşadığımız yoğun duygulardır. Çocuklarımız bugün maalesef bu oyunların çoğuna yabancılar ve küresel güçlerin her gün yenisini ürettiği dijital oyunlar üzerinde yoğunlaşıyorlar. Oysa çocuklarımızla yeteri kadar ilgilenip oyunları için uygun ortamlar oluşturduğumuzda onlarla bizzat oyunlar oynayıp bu ihtiyaçlarına karşılık verdiğimizde onların fıtratına hitap etmeyen böylesi suni oyunlara tevessül etmeyeceklerine şahit olacağızdır.
Oyuncak seçiminde nelere dikkat edelim?
Konu oyun olunca oyuncak konusuna değinilmediğinde mesele eksik kalacaktır. Çocuklarımıza oyuncak alırken mutlaka yaş ve gelişim özelliklerine göre ve en önemlisi ilgi alanlarına göre oyuncak alınmalıdır.  Bu yapılmadığında oyuncaktan beklenilen fayda sağlanamaz ve ilgisini çekmediği için veya yaşının üzerinde, altında oyuncaklar olduğu için kısa süre sonra çocuk o oyuncağı bırakacaktır. Aynı zamanda oyuncağın çok alınmaması belirli zaman aralıklarında ve makul fiyatlarda alınması uygundur. Oyuncağı çocuğa karşı ödül yahut ceza aracı olarak kullanmamak gerekir. Son olarak oyuncak seçiminde gerçek yaşamla alakalı olmayan havyanlar,  yaratıklar alınmamalı bilakis çocuğun dış dünya ile bağlantı kurabileceği gerçek yaşamda karşılığını bulabileceği oyuncaklar tercih edilmelidir.                                                                
 
Whatsapp Destek