Fatiha Suresinden Dersler | Salih Bağırgan

Allah’a hamd, Rasulüne salat ve selam olsun.

Fatiha Suresi, tertip sırasına göre mushafta ilk sırada yer alır. Mekke’de nazil olmuştur. İslam ümmeti, Fatiha süresinin yedi ayeti kerime olduğu üzerinde icma etmiştir. Bu sureyle alakalı özel bir nüzul sebebi zikredilmemiştir. Rabbimiz bu sürede şöyle buyurmaktadır:

1.Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla:
2.Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
3. O Rahman ve Rahim'dir,
4. Din Gününün sahibidir.
5.  Ancak Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz.
6. Bizi doğru yola eriştir.
7. Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.

Bu sure, Kur'an'ın içerdiği tüm anlamları içermektedir. Bu anlamlar Fatiha Suresi'nde özetlenmiş ve Kur'an ayetlerinde detaylı ve açık bir şekilde açıklanmıştır. Onun makamını açıklamak için İbn Abbas’ın (ra) rivayet ettiği şu hadis yeterlidir: Bir gün Cebrail (as) Rasulullah’ın (sav) yanında otururken yukarıdan kapı sesi gibi bir ses duydu. Başını kaldırdı ve "İşte bugün gökten bir kapı açıldı. Şimdiye kadar bu kapı açılmamıştı. Gökten bir melek indi. O da bugüne kadar inmemişti” dedi. Melek selam verdi ve "Müjde, sana iki nur verildi ki senden önce hiçbir peygambere verilmemiştir. Bunlar;  Fatiha suresi ile Bakara suresinin son ayetleridir. Kim bunlardan bir harf okursa muhakkak sevabını görür. "[1]

Ebu Said bin el-Mualla (ra) şöyle demiştir: "Ben, mescitte namaz kılarken Rasulullah (sav) beni çağırdı. Namazda oldu­ğum için cevap veremedim. Namazı bitirdikten sonra dedim ki: "Ey Allah'ın Rasulü, ben namaz kılıyordum." Rasulullah (sav) dedi ki: Allah, "Ey iman edenler! Sizi hayat verecek şeylere çağırdıklarında Allah ve Rasulünün çağrısına uyun”[2]  buyurmuyor mu? Rasulullah sözlerine devamla şöyle buyurdu: "Sen, mescitten çıkmadan önce ben sana öyle bir sure öğreteceğim ki o, Kur'an’ın en yüce süresidir." Sonra Rasulullah elimden tuttu ve mescitten çıkmak istedi. Ben de "Ey Allah'ın Rasulü, sen bana "Sana öyle bir sure öğreteceğim ki o, Kur'an’ın en yüce süresi­dir" demedin mi?" diye sordum. Rasulullah (sav) de şu cevabı verdi: "O sure, Elhamdülillahi Rabbil âlemin'dir. O, bana verilen Seb'ul-Mesani ve Kur'an-il Azimdir.”[3]

Surenin İhtiva Ettiği Konular:
  • Fatiha süresi, Allah'a hamd, onu yüceltme ve onu övme; Allah'ın büyüklüğünü ve hükümranlığını kullarına hatırlatmaktadır. Böyle bir hatırlat­ma yapılmaktadır ki kullar, Allah'ın lütufları karşısında O’nu ansınlar, nimetlerin­den dolayı O’na hamdetsinler de Allah tarafından verilecek olan nimetlerin daha fazlasına layık olup, onun tarafından verilecek olan sevaplara hak kazanabilsinler.
  • Fatiha suresinde Allah'ın, kendisini tanıma nimeti verdiği ve itaat etmeye muvaffak kılma lütfunda bulunduğu kulları zikredilmekte, kulların üzerinde bulunan dini ve dünyevi bütün nimetlerin Allah tarafından verildiği hatırlatılmaktadır.
  • Fatiha suresinde Allah’ın, kendisine isyan edenlerin başlarına getir­diği felaketleri ve emrine karşı çıkanlara verdiği cezalar hatırlatılmakta, bu sebeple Allah, kullarını günah işlemekten sakındırmakta, günah işledikleri takdirde cezadan kurtulamaya­caklarını ihtar etmekte ve onları bu hususta korkutmaktadır. Aksi takdirde Allah, onların başlarına daha önce helak olan diğer ümmet­lerin başlarına gelen felaketleri getireceğini, onları da benzer cezalarla cezalandıracağını belirtmektedir.
  • Surede, kendilerine nimet verilenler, gazaba uğrayanlar ve sapık­lığa düşenlerden bahsedilmektedir. Bunlardan, kendilerine nimet verilenler, şüphesiz ki Allah'ın emirlerini tutup yasaklarından kaçınan ve İslam’ın bütün ve­cibelerini yerine getiren müminlerdir.
  • Gazaba uğramış olanlar ise Yahudilerdir. Yahudiler, Allah Teâlâ’nın ken­dilerine vermiş olduğu çok çeşitli nimetlere karşılık nankörlüklerinden vazgeç­memişler ve sonunda Allah’ın gazabını hak ederek çok kötü sonuçlarla karşılaşmış, büyük felaketler yaşamışlardır.
  • Sapıklığa düşenler ise Hristiyanlardır. Allah (cc) onlara, kendi tarafın­dan bir Peygamber ve Hak bir din gönderdiği halde onlar o gerçek dinin esasla­rını tahrif etmek suretiyle Allah'a eş koşmuşlardır. Allah'ın kulu ve Peygamberi olan İsa (as)’a "Allah’ın oğlu" demişler, annesi Meryem (as)’a iftiralarda bulun­muşlardır. İşte ayeti kerimede ifade edilen "sapıklar" da bunlardır.
Fatiha Suresi'nin İsimleri:

Fatiha Suresi'nin birçok ismi vardır ve her isim bir anlam ifade eder. Fatiha'nın isimlerinden bazıları:

Fatiha veya el-Fatiha: "Açılacak bir şeyin veya yerin ilk açılan yeri veya okunup yazılacak bir şeyin evveli" demektir. Kur'an-ı Kerimin tertibinde ilk sure Fatiha olduğu ve Kur'an’a bu sure ile başlandığı için bu sureye bu isim verilmiştir.

El-Hamd ve Elhamdülillah: Surenin birinci kelimesi "El-hamd" olduğu için veya sure Allah'a Hamd etmeyi ihtiva ettiği için ona bu isim veril­miştir.

Ümmül Kitab: "Kitabın anası" demektir. Fatiha suresine bu ismin ve­rilmesi, bu surenin, Kur'an’ın temel prensiplerini kapsamasındandır. Şöyle ki, surede Allah Teala, layık olduğu sıfatlarla anılmakta, kulların, yalnız ona kulluk etmeleri ve sadece ondan yardım dilemelerinin gerektiği bildirilmekte ve geç­mişteki sapık ümmetlerin durumuna düşülmemesi öğütlenmektedir. Böylece bu surede genel prensipler zikredilmektedir. İşte bunun için bu sureye "Ümmül Ki­tab" ismi verilmiştir.

Ümmül Kur'an: "Kur'anın anası" demektir. Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Elhamdülillah, Ümmül-Kur'an’dır. Ümmül kitaptır ve Seb'ul-Mesanidir.”[4]

El-Esas: Fatiha suresi Kur'anın temel prensiplerini kapsadığı için ona "Ümmül Kitab" dendiği gibi aynı sebepten dolayı "El-Esas" da denilmiştir.

Seb'ul-Mesani: "Yedi ayet" veya "Devamlı tekrar edilen yedi ayet" demektir. “Şüphesiz biz sa­na, yedi ayet olan, namazlarda tekrar edilen (Fatiha’yı) ve yüce Kur'an’ı verdik.”[5]

Es-Salat: "Namaz suresi" demektir. Fatiha suresine bu isim de veril­miştir. Çünkü Fatihasız namaz yoktur. Resulullah (sav) "Fatiha'yı okumayan kişinin namazı olmaz[6] buyurmuştur.

Eş-Şükür: "Verilen nimetler karşısında o nimetleri vereni övmektir."

Eş-Şifa: Fatiha suresi manevi hastalıklara şifa mahiyetinde olduğu için ona bu isim de verilmiştir.

Fatiha Suresi'nden Çıkarılan Dersler:

1. Zikir ve duanın Müslüman hayatındaki önemi. Müslümanın hayatının her yönü zikir ve duayla bağlantılıdır. En iyi zikir: "Lâ ilâhe illallah", en iyi dua ise "Elhamdülillah"tır.[7] Bu, akıllı bir Müslümanın günlük planını dikkatle yapmasını gerektirir; zikir ve duanın hayatının her yönünü kapsadığından emin olmalıdır. "Hamd Allah’a mahsustur."

Allah'ın mümin kuluna karşı olan bağış ve fazileti o derece yüksektir ki, bu kul "Elhamdülillah (Hamd, Allah'a mahsustur)" dediğinde, ona bütün ölçülere baskın gelen ağırlıkta sevap yazar. Nitekim Sünen-i İbn-i Mace'de, Abdullah bin Ömer'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyuruyor: "Allah'ın kullarından biri ‘Ya Rabbi, sana zatının ululuğuna, saltanatının yüceliğine yaraşır biçimde hamd ederim’ dedi. Bu sözün değerini ölçemeyen kulun amellerini yazmakla görevli melekler ne yazacaklarını bilemediler. Bunun üzerine Allah'ın huzuruna çıkarak: "Ya Rabbi! Senin kullarından biri öyle bir söz söyledi ki, onu nasıl değerlendirip yazacağımızı bilemiyoruz" dediler. Yüce Allah -kulunun ne dediğini daha iyi bildiği halde- meleklere: "Kulum ne dedi?" diye sordu. Melekler: "Ya Rabbi! O, `Ey Rabbim! Sana zatının ululuğuna ve saltanatının yüceliğine yaraşır biçimde hamd ederim' dedi" diye cevap verdiler. Bunun üzerine Allah o meleklere: "Kulumun o sözünü ağzından çıktığı gibi yazın. O sözün karşılığını, kulum kıyamet günü huzuruma geldiğinde bizzat ben kararlaştırıp vereceğim." buyurdu.

2. Kulun Rabbini tanıması gerekir. O, her şeyi yaratan, rızık veren, hayat veren ve öldüren, her şeyin mülkü elinde olan, göklerin ve yerin anahtarları elinde olan, işleri düzenleyen Allah’tır. Hidayet ve sapkınlık, vermek ve engellemek Allah’ın elindedir. Rububiyetinde ve ilahlığında hiçbir ortağı yoktur. "Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur."

3. Kul, Rabbi’nin rahmetinden ümit kesmemelidir. Allah’ın rahmeti her şeyi kapsar. Allah, günahları affeder, tevbe edenleri bağışlar. Şeytanın, insanı Allah’ın rahmetinden ümitsizliğe düşürmesine izin vermemelidir. "Rahmân ve Rahîm."

4. İnsanın ahireti ve hesap gününü düşünmesi. Bu düşünce, insanı dünyada yaptığı her şeyden sorumlu tutar ve onu ya cennete ya da cehenneme götürür. Bu düşünce, insanın sürekli kendini muhasebe etmesine ve Rabbinin emrine uygun yaşamasına yardımcı olur. "Din gününün sahibi."

5. Kul, üzerindeki hakları, özellikle Allah’ın kulları üzerindeki hakkını kabul etmelidir: O’na ibadet etmek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak. "Yalnız sana ibadet ederiz."

6. Yardım, hidayet ve başarı sadece Allah’tan istenir. O, bunları sahip olan tek varlıktır. İnsan kalbini yalnızca Allah’a bağlamalıdır. O, hiçbir şeyi yapmaktan aciz değildir. "Yalnız senden yardım dileriz."

7. Hidayet ve sapkınlık Allah’ın elindedir. Kullarının kalpleri, O’nun parmakları arasındadır. Allah, istediği kalbi doğruluk üzere sabit tutar, istediği kalbi de saptırır. Doğru yolda kalmak için hidayet yalnızca Allah’tan istenir. İnsan, hidayet sebeplerini yerine getirmekle birlikte kalbini yalnızca Allah’a bağlamalıdır. "Bizi doğru yola ilet."

8. Salih arkadaş seçimi. Salih arkadaşlar, kişinin dünyasını ve ahiretini etkiler. Sadece müminlerle arkadaş olun. "Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna."

9. Kötü arkadaşlardan, gaflet ve heva ehliyle oturmaktan sakının. Bu, insanın dünyasını ve ahiretini mahveder. "Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil."

10. İlmi ve ameli bir bütün olarak görmek. İkisini ayıranlar, helake uğrarlar. İkisini birleştirenler ise kurtulan ve başarılı olanlardır. "Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil."

11. Allah’tan ne istediğimizi anlamak. Bunlar, sadece dille tekrarlanan sözler olmamalıdır; kalbimizde bu sözlerin net bir anlamı olmalıdır. Örneğin, doğru yolun ne olduğunu anlamak. Bu yol, İslam’dır; hakkı bilmek ve onunla amel etmek. "Bizi doğru yola ilet."

 
 
[1] (Müslim)
[2] (8/Enfal 24)
[3] (Buhari)
[4] (Timizi)
[5] (15/Hicr 87)
[6] (Timizi)
[7] (İbn-i Mace)
Whatsapp Destek