İmam Buhari (rh)

Hadis âlimlerinin en büyüğü, Kur’an-ı kerimden sonra, en kıymetli eserlerden olan “Buhari’’ adı ile meşhûr hadis kitabını yazan, büyük İslâm âlimidir. İsmi, Muhammed bin İsmail bin İbrahim bin Mugîre bin Berdizbeh el-Cu’fî el-Buhari’dir. Künyesi, Ebu Abdullah’tır. 194 (m. 810) senesinin Şevval ayında, Cuma günü öğleden sonra, Buhara’da doğdu. 256 (m. 870)’de Semerkant’ta Ramazan bayramı gecesi 62 yaşında iken vefat etti. Kabri, Semerkant’ın Hertenk kasabasındadır.
Hadis ilminde yüksek derecede olup, 300.000 den fazla hadisi, senetleriyle birlikte ezbere bilen bir âlim olduğu için “İmam”, Buharalı olduğu için de “Buhari” denilmiş ve “İmam Buhari” ismiyle meşhûr olmuştur. İmam Buhari (rh), zamanında, hadis ilminde kitap ve sünnetin manalarını anlamada, zekâda, fıkıh bilgisinin çokluğunda, zühd ve vera ’da, kuvvetli içtihatta ve istinbatta (hüküm çıkarmada) eşi yok denecek kadar iyiydi.
İmam Buhari (rh), ilk tahsiline doğduğu yer olan Buhara’da başladı. Babası da hadis ilminde âlim olup, dördüncü tabaka ravilerindendi. O zaman Buhara önemli ilim merkezlerinden biri idi. İmam Buhari’nin babası, henüz o küçük yaşta iken vefat ettiğinden yetim kaldı. Salih bir zât olan babasından çok miras kalmıştır. Babasının ölümü üzerine onu annesi yetiştirdi. Annesi, İmam Buhari ile kardeşini yetiştirme konusunda oldukça titiz davrandı. İmam Buhari babasından kalan serveti bir tüccara vererek ticaretten gelen gelirlerle geçimini sürdürmeye devam etti.
Hayatlarından öğrenmiş olduğumuz üzere İmam Buhari’de (rh) her âlim gibi geçimini, başkalarının eline bakarak değil kendi imkânlarıyla elde etmeye çalışmıştır. Nitekim başkalarından gelecek paraya bakanlar elbet bir gün bu konuda sıkıntı yaşayacaktır. Sıkıntıdan kastımız elbette açlık veya yokluk değil. Nitekim verilen paraları başa kalkmak olsun, kendine fetva istemek olsun insanlar arasında fitne çıkabilecek sıkıntılardan bahsediyoruz. Yoksa İmam Buhari (rh) bizzat kendisi de açlık zamanları yaşamıştır. Bundan dolayı ilim talebelerinin başkalarının elinden gelecek maddiyata bakmadan, ilmine engel olmayacak şekilde kendi geçimini sürdürecek imkânlar sağlamaları ilerideki zamanlar için oldukça önemli bir husustur.
İmam Buhari küçük yaşta iken, Buhara’daki âlimlerden ilim öğrenmeye başladı. Kabiliyeti ve zekâsının üstünlüğü ile dikkati çekiyordu. Bu ilk tahsil yıllarında, hadis ilmini öğrenmeye karşı ilgi duymaya başlamıştı. Kendisine hadis ilmini öğrenmeye nasıl başladığı sorulduğunda; “Bu ilmi öğrenmeye kâtipler arasında kâtiplik yaparak başladım. On yaşına kadar böyle devam ettim.” cevabını vermiştir. On yaşından itibaren hadis âlimlerinin derslerine katılmaya başladı. Henüz on beş yaşına girmeden, yetmiş bin hadisi ezberlemişti. Bu garip hâdiseyi duyanlar, Hakikaten bu kadar hadisi ezberledin mi?” diye sorduklarında onlara, “Evet!” Hatta yetmiş binden daha fazladır. Ayrıca bu hadislerin kim tarafından rivayet edildiğini, ravilerin doğum ve ölüm tarihlerini de biliyorum” dedi. Bu ilimde o kadar yükselmişti ki, hocaları ile karşılıklı ilmî münazaralarda bulunurdu.
Nitekim hocası Dahilî’nin (rh) rivayet ettiği hadisteki hatasını, henüz daha on yaşında olan İmam Buhari düzeltmiştir. İmamın yaşı o zaman küçük olduğu için hocası bu rivayeti kitaplarından kontrol ederek de İmam Buhari’nin (rh) doğru söylediğini fark etmiştir. Zekâsının keskinliği ve hafızasının kuvveti ile etrafındakilerin hayret ve takdirini kazandı. On altı yaşına gelince, Abdullah İbni Mübarek (rh) ve Veki bin Cerrâh’ın (rh) yazdıkları hadis kitaplarını ezberledi.
İmam Buhari (rh) Bağdat’a gittiğinde, orada bulunan hadis âlimlerinden çoğu toplanıp, İmam’ı imtihan etmek istediler. Yüz tane hadisin metin ve sened kısımlarının yerlerini değiştirdiler. Bu şekilde değiştirdikleri hadislerden, bir kişiye on hadis vererek, on kişiyi İmam Buhari’ye (rh) gönderdiler. Bu kimseler, İmam’ın bulunduğu meclise gelip, her birisi yanlarında bulunan hadisleri okuyup, “Bu hadisi biliyor musunuz?” diye sordular. İmam Buhari, “Bu söylediğiniz şekilde bir hadis bilmiyorum” buyurdular. On kişi, onar hadis okuyup bitirdikleri zaman, İmam Buhari (rh), birinci kimseye dönüp, “Senin okuduğun birinci hadisin metni böyle, isnadı da şöyledir diyerek, onların okudukları sıra ile birden yüze kadar hadisleri, sened ve metinlerini doğru olarak okudu. Bunun üzerine orada bulunanların hepsi, Muhammed Buhari’nin (rh) hafızasının kuvvetliliğini, hadis ilmindeki yüksekliğini anlayıp kabul ettiler.
Burada dikkat edeceğimiz husus İmam Buhari’nin (rh) hadis ilminde bu kadar ileri seviyeye gelmesine sebep olan unsurdur. Daha küçüklüğünde hafızasının güçlülüğü ile meşhur olduğundan dolayı bu ilim dalını seçmesi ve ailesinin yönlendirmesi yerinde bir harekettir. Her insanın özellikleri aynı olmayabilir. Şayet İmam Buhari (rh) bu özelliklere sahip olduğu halde eline kılıç alıp savaş taktiklerine yoğunlaşsaydı diğer yaşamış birçok Müslüman gibi ismi dahi bilinmeyebilirdi. Bizim zamanımızda da birçok çocuğun özellikleri farklıdır. İlme isteği ve kapasitesi olmayan bir çocuğu ilme zorlamak başkalarına faydalı kılmayacağı gibi kendisi için de bir fayda sağlamayacaktır, tıpkı ilme büyük bir arzusu olan, kapasitesi ilme açık olan bir çocuğu ilim dışındaki alanlara yönlendirmek gibi. İyi Müslüman olmak sadece ilimle sınırlı değildir. Tarih kitaplarına baktığımız zaman, mescidi süpürenlerden alın Müslümanların işlerine yardımcı olan kişilere kadar birçok kişiyi yaptığı işte iyi olduğundan dolayı isimlerinden övülerek bahsedildiğini görürüz.
O zamanlarda bilhassa hadis ilmini öğrenmek için, meşhur hadis âlimlerinin bulunduğu ilim merkezlerine gitmek, ilim öğrenmek için önemli bir şart idi. Bu sebeple İmam Buhari de (rh) 16 yaşından itibaren, ilim öğrenmek için seyahatlere çıkmıştır. İmam Buhari’nin (rh) ilim için yaptığı seyahatleri 210 senesinde başlayıp, yıllarca sürmüştür. Gittiği ilim merkezleri; Mekke, Medine, Bağdat, Basra, Kufe, Mısır, Nisâbûr, Belh, Merv, Askalan, Dımeşk, Hums, Rey, Kayseriyye ve diğer yerlerdir. Gittiği yerlerde, zamanın meşhûr hadis âlimleriyle görüşüp, onlardan hadis dinliyordu, işittiği hadisi yazıyor ve ekseriyetle ezberliyordu. O kadar kuvvetli zekâsı ve hafızası vardı ki, hadisi bir kere işitince veya okuyunca hemen ezberliyordu. Haşid bin İsmail şöyle anlatmıştır: “Buhari, işittiklerini küçük yaşına rağmen yazmıyordu. Basra’da bizimle beraber hadis âlimlerini dolaşırdı, biz yazardık, fakat o yazmazdı. Biz ona yazmamasının sebebini sorar dururduk. Çünkü insanlar onun tembelliğinden dolayı yazmadıklarını düşünüyorlardı. Aradan on altı gün geçmişti ki bize, “Artık bana sataşmakta çok oldunuz, yazdıklarınızı getirip gösterin bakalım” dedi. O’na yazdıklarımızı getirdik. O da bize, on beş binden fazla hadisin hepsini ezberden okuyuverdi. Hatta yazdıkları halde yanlış yapanların hatalarını buldu. Sonra şöyle dedi: “Görüyorsunuz ki boşuna gelip, günlerimi heder etmemişim!” O zaman anladık ki, hadis ilminde hiç kimse O’nu geçemez.”
İmam Buhari de (rh) her ilim talebesi gibi bir takım zorluklar ve sıkıntılar çekmiştir. Maddi gelirinin yetersizliği sebebiyle üç gün boyunca ağaç yapraklarını yediği söylenir. Hatta bir zamanlar derse üç-dört gün boyunca gelmediğini gören arkadaşları ‘bir şey mi oldu acaba’ diyerek evine ziyarete giderler, ancak İmam Buhari (rh) kapıyı onlara açamaz. Çünkü üzerindeki giysileri ihtiyaçtan dolayı satmış ve giyecek bir şeyi olmadığı için evden çıkamıyordu. İşte bir kez daha anlıyoruz ki ‘insanlara minnet etmek’ Âlimlerin çekinmiş oldukları ortak davranışlarıdır. Belki de bizlerin ‘zor durumda kaldım bari birilerinden yardım isteyelim’ dediğimiz anlar, belki de o zamanlarda yaşayan insanlar için lüks sayılırdı. Dört sene hiç yemek yemeyip, sadece ekmek ile idare etti. Bir zaman hastalandı. Doktorlar, “Bu hastalık, sadece kuru ekmek yemekten meydana gelmiştir” dediler. Bundan sonra bir bardak su ve ekmek ile idare etti. Babası, “Malıma, bir dirhem haram ve şüpheli malın karıştığını bilmiyorum” dediği için, helâl mal olarak bildiği, yalnız babasının malından yerdi.

     İmam Buhari (rh) ömrünün son yıllarında tekrar Buhara’ya gitti. Buhara’ya varınca Vali Halid bin Ahmed, kendi çocukları için hususi hadis dersi vermesini istedi. İmam Buhari (rh), Valiye şöyle cevap verdi: “Ben ilmi, emirin kapısına götürüp zelil etmem. Eğer ilmi istiyorsan, mescitte, yahut evimdeki ilim meclisinde hazır bulun. Bu sözümü kabul etmezsen, beni kürsüde ders vermekten men et ki, ben Allah (cc) katında mazur olayım. Hâlbuki ben, Peygamber efendimizin (sav) “Her kime bir ilimden sorulur, o da onu gizlerse, kıyamet günü ateşten bir gem vurulur” hadisi gereğince, ilmi gizleyemem.”
Çocukları için hususi ders vermesini istemesine karşı da şöyle cevap verdi:
“Ben, bir kısım kimseleri hadis dersinden men edip, birkaç kişiye ders veremem.” Bunun üzerine Vali, İmam’ın Buhara’dan çıkması emrini verdi. İmam Buhari (rh), valiyi Allah’a (cc) havale edip, Buhara’dan çıktı. Aradan bir ay geçmeden bu vali görevinden alındı. Bir merkebe bindirilip, şehri dolaştırılması ve “Kötü işler yapanın sonu işte budur” diye bağırılması emri geldi. Valinin sözlerine uyarak, İmam Buhari’ye (rh) çeşitli eza ve cefalarda bulunan kimselerin de her birine, insanların ders ve ibret alacakları çeşitli belâlar isabet etti.
İmam Buhari (rh) Buhara’dan çıkış haberi üzerine, Semerkantlılar kendisini davet ettiler. Giderken yolda Semerkantlılar’dan bir kısım insanların kendisini isteyip, bir kısmının istemediği haberini alınca, Herteng’de akrabalarının yanında kaldı. İşin içyüzünü öğrenmek istemişti. İnsanların bu hâlinden kalbi daraldı ve canı sıkıldı. Teheccüd namazından sonra ellerini açıp, “Ya Rabbi! Yeryüzü bu genişlikle bana dar oldu. Beni tarafına al” diye dua etti. O ay, orada hastalandı ve Ramazan Bayramı gecesi Semerkant’tan 72 km. uzaklıkta, olan Herteng’de vefat etti.
İmam Buhari (rh), bayram günleri hariç bütün yılını oruçla geçirirdi. Şüphelilerden dâima kaçardı. Gıybetten çok korkardı. Buyurdu ki; “İsterim ki Rabbime kavuştuğumda hiç gıybet etmemiş olayım ve böyle bir şey için kimse beni aramasın.” Gecenin ilk saatlerinde biraz uyur, sonra kalkar ilim ve ibadetle meşgul olurdu. Üç günde bir hatim ederdi. Allah (cc) rahmetiyle muamele etsin, bizleri de İmam gibi ilmiyle amil olan kullarından eylesin. (Âmin)

 
Whatsapp Destek