Kardeş Kıskançlığı

Kadim tarihimizde ve İslam kaynaklarımızda yer alan kardeş kıskançlığının ne gibi sonuçlar doğurduğu hepimizin malumudur. İnsanlığın atası Adem’in (as) çocukları arasında, sonrasında Yakub’un (as) çocukları arasında geçenlerin en büyük sebebi kıskançlık duygusudur. Allah Teâlâ aynı duyguların hâkim olduğu bu kıssaları üzerinde düşünmemiz ve gerekli hisseleri alıp hayatımıza geçirmemiz için bizlere Peygamberi aracılığı ile aktarmıştır.
Mutluluk, hüzün gibi tabii bir duygu olan kıskançlık ebeveynlerce genellikle çocukları için kabul edilmesi zor bir haldir. Hatta bazen “acaba birbirlerini kıskanacaklar mı” kaygısıyla ve bu kaygıyla takınılan tavırlarla ebeveynler çocuklarda böyle duyguları uyandırır, harekete geçirir. Evet kıskançlık duygusu çocukta uyandığında çoğu zaman davranışsal olarak zarar verirken bazı zamanlar geri dönüşü zor, tamiri imkânsız sonuçlara sürükler.
 Bu konuya bir örnek vererek kardeşler arası kıskançlık konusunu tafsilatlandırmak istiyorum. Geçtiğimiz yıl on sekiz yaşındaki bir çocuk sekiz yaşındaki kardeşini öldürmüştü. İfadesinde sebebi sorulduğunda “Ben kardeşimi severdim, onunla bir problemim yoktu fakat babam kardeşimi o kadar seviyordu ki böyle yaparak babamın canını yakmak istedim.” Demesi ibretliktir. Şeytanın Adem’in (as) iki oğlu arasına ektiği bu nifak günümüzde de bu kardeşler arasında cereyan etmiş, Rasulullah’ın buyurduğu üzere Kabil bu cinayetten de nasibini almıştı. Ancak üstte de belirttiğim gibi bu konu çevresindeki olaylara duyarlı, ibret nazarıyla bakan biz Müslümanlara ibrettir. Bu sebeple ebeveynler olarak bu konuyu öğrenmemiz ve şeytanın zaman zaman çocuklarımız arasında körüklemeye çalıştığı bu duyguyu en sağlıklı şekilde bertaraf etmemiz gerekir.
ÇOCUKLARDA KISKANÇLIK; Çocuğun ebeveyninin sevgi ve ilgisine doyum sağlayamayarak kısıtlı gördüğü bu sevgi ve ilgiyi kardeşiyle paylaşmayı reddetmesi ve bu anlamda öfkeli bir kaygıya kapılmasıdır.
KISKANÇLIĞA SEBEP OLAN UNSURLAR VE ÇÖZÜMLERİ;
  • Tanımda da belirttiğim gibi en önemli sebebi çocuğun ebeveyninin sevgisine doyum sağlayamaması, bu anlamda kendini aç hissetmesidir. Bu sebeple ebeveynler gerek kardeş gelmeden evvel gerek kardeş geldiğinde çocuğun bu tabii ve en temel ihtiyacını görmezden gelmemeli, çocuğa bunu her fırsatta göstermelidir. Örneğin anne, bebekle ilgilenirken okul öncesi yaşlarda olan bir çocuğu varsa[1]  ona; “kardeşini uyutayım senle biraz zaman geçirelim, hem ben çok özlüyorum senle zaman geçirmeyi” şeklinde yaklaşımlarla çocukta annenin sevgisini, ilgisini ve zamanını paylaşmak zorunda olmaktan doğan kıskançlığı yatıştırmış olur.
  • Çocuk için anne sevgisi baba sevgisinden daha önemli ve öncelikli olduğundan yine anneden örnekleyecek olursak; çocuğun kardeşi dünyaya geldiğinde tamamıyla bakıma muhtaç olması ve ilk altı ay anne ve bebek tabir yerindeyse yapışık ikiz gibi olmaları sebebiyle bir yardımcısı, manevi bir destekçisi olmayan annelerin enerjisi ve motivasyonu düşecektir. Burada babalara çok iş düşmekte. Anneye manevi bir destekle ve çocuklar arasında iş bölümü yaparak anne, bebekle ilgilenirken babanın evde olduğu ve fırsat bulduğu zamanlarda büyük çocukla ilgilenmesi hem annenin içinde yaşamış olduğu suçluluk, yetememe duygusuna iyi gelecek hem de çocuğu düştüğü yalnızlıktan kurtaracaktır. Burada belirtilmelidir ki kastedilen; çocukla sürekli olarak etkinlikler yapılması, oyunlar oynanması değildir. Anne veya baba ile nitelikli geçirilen yarım saat-bir saat ekran bağımlılığı olamayan, sağlıklı her çocuğa yetecektir. Sonrasında çocuğun kendi oyununu kurup kendi kendine oynamayı beceriyor olması beklenir.
  • Psikolojide “kendi kehanetini gerçekleştirmek”, İslam’da ise karşılığı Allah Teâlâya karşı hüsnü zanda bulunmak olan bu kavram gerçekleştiğinde ebeveyn çocuklarının birbirini kıskanacaklarını düşünür, bu düşünce davranışlarına yansır ve bu davranışlar çocuklardaki kıskançlık duygusunu harekete geçirir.  Bu sebeple ebeveynlerin, işin başında olumlu düşünmesi, Allah Teâlâya karşı hüsnü zan beslemesi önemlidir.
  • Eğer çocukların her ikisi de yetişkinse kriz anında ebeveynin aralarına girip hakemlik yapması, haksız gördüğü çocuğu cezalandırması; cezalanan çocuğun kıskançlığını arttır ve kardeşine karşı daha merhametsiz hale gelebilir. Bunun yerine yetişkin çocukların anlaşamadıkları herhangi bir durumda ebeveynin önce her ikisini de sakinleştirip sonra meseleyi aralarında çözmeleri gerektiğini söyleyip uygun bir odaya yahut köşeye alması çocuklardaki problem çözme becerisini arttırdığı gibi haklı çıktığında ebeveyninden onay alan çocuğun yeniden onaylanma adına bu davranışını sürdürmesinin de önüne geçmiş olur. Çocuk kardeşiyle didişerek veya rekabet ederek dikkat çekemeyeceğini, onaylanamayacağını anlamış olur.
  • Ebeveynin ya da çevrenin yaptığı her kıyas, rekabet, taraftarlık diğer çocukta kıskançlığı pekiştireceği gibi bir diğer çocuğunda ahlakını bozacak çocuk onaylanma adına kardeşiyle problem yaşamaya devam edecektir.
  • Kıskançlığın uyandırılmaması adına özellikle yeni doğan bebek ziyaretlerinde büyük çocuğa da ilgi gösterilmeli güzel bir iletişim kurulmalı ve yeni doğan bebeğe alındığı gibi ağabeye/ablaya da hediyeler alınmalıdır.
  • Evde oluşturulan kurallar ve sınırlar kıskançlık ve anlaşmazlıktan doğan kavgaların önüne geçecektir. Örneğin ebeveynin; “bu evde kimse kimseye zarar veremez” şeklinde kesin, kararlılık ve tutarlılık gösterdiği kurallar olmalıdır.
  • Herhangi bir yoksunluk yaşamamış kasıtlı olarak kardeşine zarar veren çocuğa mahrumiyet uygulanmalı, sevdiği bir şeylerden o gün mahrum bırakılmalıdır.
  • Kavga sonrası ya da kardeşinin, ağabey veya ablasının eşyasına zarar veren çocuğun dilinden mektup yazılması ve okutulması yahut ebeveynin okuması buzların erimesine bir vesiledir.
  • Ebeveynin kıskançlık, kavga ve zarar verme durumlarında sakin ve vakur kalması çocuğa ileriye dönük problem çözme adına iyi bir model oluşturacaktır.
  • Kardeşine zarar veren çocuğa kendisine yapıldığında ne hissedeceği sorularak eşduyum/empati yapması sağlanabilir.
  • Evdeki ağabey veya ablaya kardeşin bakımı ile alakalı ufak sorumluluklar verilmesi de çocuğun bebeği özümsemesine yardımcı olacaktır.[2]

             EBEVEYN NE ZAMAN MÜDAHALE ETMELİ;
Kendi çocukluk dönemimizden de hatırlayacağımız üzere; kardeşlerin arası bir iyi, bir kötü olabilir. Anlaşmazlıklar, kavgalar yaşanabilir fakat; ne zaman biyolojik şiddet dediğimiz vurma, yaralama, zarar verme veya psikolojik şiddet dediğimiz aşağılama, alay etme, hakaret etme yaşanırsa ebeveyn müdahale etmelidir. Bunun dışında kalanlar sürekli yaşanması muhtemel olan basit kavgalardır ve araya girip hakemlik yapmaya kalkıldığında dipsiz, sonu gelmeyen bir kuyudur. Ebeveynin müdahalesi, sonucu değiştirmeyecek, kardeşler yine tartışacak bir bahane bulacaklardır. Dolayısıyla eğer biyolojik veya psikolojik bir şiddet yoksa bırakalım bir küsüp bir barışsınlar. İleriye dönük masum, yüzlerinde tebessüm oluşturacak anılar biriktirsinler.
 
 
[1]  Okul öncesi 0-6 yaş aralığındaki çocuklar ben merkezci olduğundan kıskançlık duygusu onlarda çok daha hızlı ve şiddetli seyredebilir.
[2]  Bazı ebeveynler özellikle kardeşler arası yaş farkı çoksa büyük olana “yedek ebeveyn" muamelesi yaparak bebekle ilgili çoğu sorumluluğu çocuğa verebiliyor. Fakat onunda bir çocuk olduğu istek ve ihtiyaçlarının olacağı düşünülmüyor. Çocukta, ebeveynin gözüne girme adına yedek ebeveynlik rolüne çabucak giriyor ve maalesef  bir çok istek ve ihtiyacını bu sebeple bastırabiliyor. Bu bastırılan duygular ilerde maalesef psikopatolojik sorunlara yol açabiliyor.
Whatsapp Destek