Nasihatçilere Nasihat

Allah’ın dinini anlatan, emirlerinin yerine getirilmesini ve yasaklarından sakınılmasını toplum içerisinde canlı tutmayı hedefleyen nasihatçiler, anlattıkları her konunun ilgi uyandırabilmesi ve dinleyenlerin istifade edip başkalarına da fayda verebilmesi için burada değinmeye çalışacağımız yöntemlere başvurmaları halinde gerçekten olumlu neticeler alabilirler.
Toplumlara hitap edenler, yaşadıkları çağda  sürekli gelişmekte olan ve bölge halkının dikkatlerini çekebilen yöntemlere başvurarak hitap etmeyi başardıkları sürece; tesirli olabilmişlerdir.
Yıllar öncesinin üslubunu aynen taklit ederek dinleyenleri uyuklatan veya sıkılmalarına yol açan  hitap yöntemlerinin artık güncellenmesi ve nasihatten beklenen faydanın gerçekleşmesi için dikkatleri çekebilen, odaklanmayı bozmayan  ve merak uyandırıp sabırsızlıkla nasihatçinin anlatacaklarına dikkat kestiren  yöntemlerin kullanılması; artık bir zaruret halini almıştır.
Bu yöntemlerden biri de anlatılmak istenen konunun başlığı  biraz kapalı bırakılıp henüz konu anlatılmaya başlamadan önce dinleyicilerin ilgisini daha çok çekmesini sağlamaktır. Bir konuya atılan başlık konunun içeriğine dair genel bir fikir verecek olursa belki de daha önce başka vesilelerle konudan haberdar olanların ilgisini kaybetmesine yol açabilir. İçeriğin merak uyandırması da ilgiyi arttırmak açısından önem arz eder.
Nasihatçi yapacağı nasihatin başlığı olarak “gafil yolcu” gibi bir başlık atacak olursa kendisini dinlemek üzere hazır bulunanlar, nasihatin içeriğinde bir yolcunun kıssasına mı yoksa yolculuk hükümlerinde yanlış bilinen konulara mı değinileceğini merak edip dururken; bu dünyada herkesin bir ahiret yolcusu olduğu, Rasulullah’ın hadisinden yola çıkarak dünyadaki geri dönüşü olan yolculuklarda bile hazırlığını yeterli derecede yapmayan kimsenin yaşayacağı pişmanlıklarla, ahiret yolcusu olup da geri dönemeyecek olan kimsenin yaşayacağı pişmanlıkların  aynı derecede olamayacağını  anlatması, nasihatin etkisinin  ve kalıcılığının  daha etkili olmasını sağlayacaktır.

İbni Ömer (ra) şöyle dedi: Rasulullah (sav) benim iki omuzumu tuttu ve: “Dünyada sanki bir garip veya bir yolcu gibi ol” buyurdu[1]
Nasihatçi konu başlığı seçerken bazı ayetlerden alıntı yaparak kalbine gelen uygun bir başlığı  seçmeleri halinde hem ayetler üzerinde dinleyenlerin aşinalığını arttırır, hem de yapılan nasihatin kalıcılığını sağlamış olur. Örneğin münafıklardan bahseden bir konuda “kendini kandıranlar” başlığı, “ikram edilen misafirler” başlığı altında İbrahim’in (as) misafirlerinin kıssası gibi konuları anlattıkları zaman  hem oluşturdukları beklentiye uygun düşen hem de akıllarda kalıcı olan tesirli nasihatlere imza atmış olur.
Bazen nasihatler bir ana başlık altında detaylı konuları içerebilir bu durumda da seçilecek ana başlık alt başlıkların tamamını kapsayıcı olmalıdır.
Mesela Yahudilerin ve karakterlerinin anlatılacağı bir nasihat silsilesine “Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız…”[2] ayetinden yola çıkarak yer yüzünde fesat çıkaranlar gibi bir başlık atılarak Yahudilerin tüm özelliklerini birer konu teşkil edecek alt başlıklar halinde ayrı ayrı nasihatlerde anlatılırsa, ana başlığa dair istenen mesaj verilmiş olmakla birlikte alt başlıklardan da istifade edilmiş olur. Dinleyenler okunan ayetlerin kimler hakkında olduğunu ve iniş sebebini öğrenir. İhtiyaç anında çevrelerine konuya dair bazı önemli noktaları hatırlatabilecek kadar bilgi sahibi olurlar.
Ayrıca birbirini belli aralıklarla takip eden nasihatler, bir ana başlık altında anlatılacak olursa, hem ana konunun kapsamlı şekilde anlaşılmasına; hem de alt başlıklarda en ince ayrıntısına kadar anlatılabilmesine imkân oluşturur.
Her Müslümanın vakti kendisi için çok değerlidir. Nasihatçinin vakti ise, çok daha kıymetlidir. Özellikle nasihatçilerin anlatacakları konulara odaklandıkları, hazırlıklarıyla meşgul oldukları  günlerde, başka şeylerle meşgul edilmemelerine ve odaklandıkları konudan uzaklaşıp; zihnini bulandıracak dış etkenlerden olumsuz etkilenmemeleri için gereken hassasiyet gösterilmelidir.
Haftada bir kez nasihatte bulunuyorsa belki de bütün haftasını yapacağı nasihate odaklayarak, kendisini yeterli seviyede donatmakla geçirmelidir. Bir kâğıda birkaç satır not almakla yetinmemeli; anlatmayı planladığı konuları dinleyenlere anlatırken, kendisi için  en çok fayda  gördüğü yöntemle yazmalı, bazı yazdıklarını da gerek duyduğu zaman satır satır okuyarak istifadenin daha fazla olmasını sağlamalıdır.
Anlatılan konulardan dinleyenlerin faydalanmasından önce kendisi yeterli faydayı elde etmek için elinin altında kuran ve sünnetin temel kaynak eserlerine müracaat edebileceği kitapları bulundurmalı, şayet kendine ait bir kütüphanesi yoksa, erişebildiği kütüphanelerden, internetten veya etrafında kendisine gerekli olan bazı kitapları ödünç verebilecek durumda olan ilim talebelerinden istifade etmekten çekinmemelidir.
Gelişi güzel eline geçen kâğıtlar yerine yanında bulundurmayı adet edindiği bir deftere de kitaplarda karşılaştığı konuları sayfa numaralarını konu başlıklarını ve ihtiyaç duyduğu bazı kısa kesitleri not alırsa gerektiğinde gözden geçirmek üzere elinin altında tutmuş olur. Çünkü rastgele bazı kâğıtlara karaladığı notlar, kaybolmaya veya gerektiğinde elinin altında hazır bulunmaya uygun değildir.
Aldığı notlar; kitabın adını, yazarını baskı sayısını ve yayınevini içermelidir ki ileride anlattığı konuyla ilgili bir kitap ya da kitapçık hazırlayacak olursa, okurlar dipnotlarda verilen kaynaklara daha rahat erişebilsinler.
Nasihatin yapılacağı günden birkaç gün öncesinden başlamak üzere anlatılacak olan konu bir müsvedde halinde ilk şeklini almış olur. Ardından elinin altında toplananları temize çekmek suretiyle son halini verdikten sonra, anlatımı yapılmadan önce bazı önemli kısımların ezberlenmesi ve sesli olarak tekrarının yapılması gereklidir.
Başlıkların tertipli olarak düzenlenmesi ve önemli görülen noktaların renkli bir kalemle işaretlenmesi konunun akılda kalıcılığını ve üsluptaki akıcılığını sağlar.    
Allah’ın dinini insanlara en doğru şekilde anlatmak, doğru akidenin ve salih amellerin yaygınlaşması için nasihatçinin yapacağı bütün bu hazırlıklar, vaktine göstereceği özen ve sunumunu mükemmel hale getirmek için harcayacağı enerji Allah tarafından kendisine ecir ve sevap olarak dönecektir.
Dünya çapında yapılan bilimsel araştırmalar bir dersin süresinin kırk beş dakikayı geçmemesi gerektiğini göstermiştir. Kırk beş dakikadan fazla devam edilmesi halinde dinleyenlerin dikkati dağılmakta anlatılanlardan istifade etmekte zorlanmaktadırlar. Bu süreyi aşan derslerin ve nasihatlerin faydası kısıtlı olacağı için nasihatçilerin önemsemesi gereken sürede ortalama kırk dakika olmak zorundadır. Bazı dersler veya sunumlar ortam gereği daha kısa da olabilir.
Normal süreyi aşmadığı halde yine de dinleyenlerin dikkatinin dağıldığını bakışlarından anlayan nasihatçi, dikkati dağılanların tekrar konuya adapte olmaları için ilgi çeken bazı cümleler kurarak veya bir latife yaparak tekrar herkesin dikkatlerini konuya odaklar. Bu sayede başka şeylerle meşgul olan kimselerin tekrar nasihati dinlemeye  devam etmesi sağlanmış olur.
Daha önce farklı nasihatçiler tarafından çeşitli münasebetlerle anlatılmış olan konuların sürekli tekrarlanmaması, aynı konularla dinleyenlerin  usandırılmaması, nasihatlerin daha zengin içeriklerle ve farklı konular seçilerek anlatılması nasihatçinin gözünden kaçırmaması gereken önemli bir husustur.
Her yıl tekrar eden bayramlar, diğer günlerden daha faziletli olan günler ve geceler için aynı kalıpta anlatılan, teşvik etmeye  veya sakındırmaya yönelik nasihatler, ilgi ve alakanın zayıflaması muhtemel nasihatlerdendir. Nasihatçi, aynı konulara tekrar değinmek zorunda kalsa bile; her defasında konunun farklı ayrıntılarından etkileyici nükteleri daha ön plana çıkararak, konuyla ilgili bağlamdan koparmadan, dinleyenlerine sunmalıdır.
Bütün kurban bayramlarında genellikle İbrahim’in (as) oğlu İsmail’i (as) kurban etme kıssası Saffat suresi ayetleri üzerinden anlatılmaktadır. Ve hemen hemen her nasihatte İbrahim’in (as) Rabbine olan sadakati ve İsmail’in (as) teslimiyetine vurgu yapılmaktadır. Bu nasihatleri daha önceki yıllarda muhtemelen birkaç kez duyanların merakı azaldığı için sadece bazı duyguları tekrar yaşamakla yetinmektedirler. Nasihatçinin bu kıssayı Allah’ın peygamberi olan bir babanın yine Allah’ın peygamberi olan oğluna karşı sadakatini ön plana çıkararak oğlunu başka bir şeyle kandırma yoluna gitmediğini, Allah’tan geleni küçük yavrusu da olsa eğip bükmediğini, İbrahim’in (as) bir baba olarak kıyamete kadar bütün çocukların babalarına örnek teşkil ettiğini, babaların çocuklarının faydasına bile olsa onların canlarını yakan iğne veya ilaçlar konusunda bile çocuklarını kandırmaması gerektiğini ve daha birçok baba evlat ilişkisine dair konuları anlatabilir. Nasihatte hazır bulunanlar umdukları değil çok daha mükemmel buldukları nasihatin kalplerinde ve zihinlerinde oluşturduğu etkiyle evlerine dönerler.
Burada sadece bir misal üzerinden açıklamaya çalıştığımız bu yöntem nasihatçi için binlerce konuda geçerlidir.
Allah’ın kalplerine vereceği genişlik sayesinde, nasihatçilerimizin bu yöntemleri kullanarak yapacakları tüm nasihatlerde, kendilerine Allah’tan yardım ve muvaffakiyet diliyoruz.

 
 
[1] (Buhari)
[2] (17/İsra 4)
Whatsapp Destek